Şimdilerde siyasi bir terim olarak kullanılıyor. Kullanım biçimine göre biraz farklılık gösterse de anlatılmak istenen, halkın kimseye belli etmeden görüş değiştirdiği ve bunun ancak seçimlerde ortaya çıkacağı.
Önce ne olduğunu anlatayım: Deniz dibinde bir deprem veya taban kırılması ve dahi volkan gibi olağanüstü bir olay olduğunda meydana geliyor bu dalga. Sonra suyun altından belli etmeden gidiyor, gidiyor, su sığlaşınca tsunamiye dönüşüyor. Hani şu kıyıya vuran dev dalga. İşte burası önemli. Bu dip dalgası olsa bile deniz derinken hiç bir şey yapmıyor. İlerliyor, ilerliyor zamanla enerjisini kaybedip yok olup gidiyor. Ancak ve ancak su sığlaşınca etkili hale geliyor. Yani iş dalgada değil, kıyıda anlayacağınız.
Bence siyasi yorum yapanların dikkat etmesi gereken şey, dalganın olup olmadığının yanı sıra suyun sığlaşıp sığlaşmadığı. Veya dalganın kıyıdan ne kadar uzakta oluştuğu.
Sosyolog değilim. Kişisel gözlemlerimden yola çıkarak toplum tahlili yapacak kadar da dangalak değilim. Sadece gördüğüm okyanusun içinde bir deprem olmadığı. Bilgi edinmek için geriye kala kala uzmanları okumak kalıyor. Ancak onlar da benden beter halde. Anlayacağınız yine kaldık araştırma şirketlerine.
Eğer işimiz onlara kaldıysa da yandık. Ya her biri farklı bir ülkede araştırma yapıyor, ya da içlerinden bazıları fena halde işini bilmiyor. Veya… Hadi demiyim onu. 13 gün beklerim daha iyi.
Alican DEĞER 11 Haz 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik’te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.