Her organizasyonun temel görevi, etkin bir şekilde çalışmaktır. Hedeflerine ulaşmak için verimlilik stratejileri geliştirmesi gerekmektedir. Verimli olmayan bir organizasyon, hedeflerine ulaşamaz ve bu durum maddi, zamansal ve insan gücü kayıplarına yol açar; ayrıca insan gücü ve zaman maliyetlerinin telafisi mümkün değildir.
Devlet yönetimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarına göre farklı bir yapıya sahiptir. Burada öncelik, kârlılıktan ziyade refah artışı, vatandaş memnuniyeti ve kalkınma gibi hedeflerdir. Yönetim biliminin karmaşık unsurlarının tam anlamıyla uygulanması, profesyonellik gerektiren bir konudur. Devlet yönetiminin iki temel boyutu bulunmaktadır: birincisi, seçimle göreve gelen hükümet; ikincisi ise atanmış profesyonellerdir. Bu iki grubun uyum içinde çalışması ve devlet yönetimini etkin bir şekilde yürütmesi beklenir. Ancak tarih incelendiğinde, bu gruplar arasında güç mücadelesinin yaşandığı ve bunun verimliliği olumsuz etkilediği görülmektedir. Verimliliğin sağlanabilmesi için bu iki grubun yetki sınırlarının net bir şekilde belirlenmesi ve çatışma yerine iş birliği içinde hareket etmeleri sağlanmalıdır.
Bu uyum sağlandıktan sonra, verimlilik konusunda yönetim içinde bağımsız ve özgün bir çalışma yürütülmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın sürekli hale getirilmesi önemlidir, çünkü devlet yönetimi süreklilik arz eder. Sürekli bir yönetimde verimliliğin de sürekli olarak sağlanması gerekmektedir. Verimliliğin sürdürülebilirliği büyük bir öneme sahiptir.
Devlet yönetiminde verimlilik, iki boyutta ele alınmalıdır: makro ve mikro düzey.
Makro Düzey: Devlet yönetimi sisteminin verimliliğini artırmaya yönelik stratejik çalışmalar.
Mikro Düzey: Devlet yönetimi organizasyonundaki çalışanların verimliliğini artırmaya yönelik stratejik çalışmalar.
Makro düzeyde verimlilik artışı, devlet yönetimi sisteminde stratejik olarak uygulanacak verimlilik sağlama politikalarına dayanan kapsamlı çalışmalardır. Bu çalışmalar belirli kategorilere ayrılabilir.
Makro düzeyde verimlilik artışı, yönetimsel denetimle başlar. Denetim, mevcut durumun tespit edilmesini sağlar ve bu da verimlilik sağlanacak alanları belirler. Elde edilen sonuçlar üzerinden verimlilik politikaları geliştirilir, bu politikalar stratejik planlara dönüştürülür ve yol haritası ile somutlaştırılarak aksiyon planları oluşturulur. Aksiyon planları, ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşılır ve personele ile diğer paydaşlara duyurulur. Süreç tamamlandıktan sonra, denetim ile yapılan çalışmalar kontrol edilerek süreç başa döner ve sürekli bir döngü halinde tekrarlanır.
Eğer verimlilikle ilgili bir çalışma denetim olmaksızın gerçekleştirilirse, bu yalnızca soyut bir çaba olarak kalır. Çünkü yönetimsel denetim, verimliliğin belirlenmesi ve uygulamaların kontrol edilmesi açısından kritik bir rol oynar. Bilinmeyen bir başlangıç noktasına sahip ve kontrol edilemeyen bir sistem, analitik ve bilimsel bir yaklaşım olarak değerlendirilemez. Tamamen varsayımlara dayanan, amatörce hazırlanmış ve devlet yönetimine fayda sağlamak yerine zarar veren bir çalışma, yalnızca kaynak, zaman ve insan gücü israfından ibarettir.
Mikro düzeyde verimlilik artışı, operasyonel bazda, kurumlarda personelin de sürece dahil edilmesiyle gerçekleştirilecek çalışmalara dayanır. Yönetimi zorlaştıran en önemli etken ise insan faktörüdür. İnsan, doğası gereği değişkenlik gösteren ve bu nedenle standartları olmayan bir varlık olduğundan, yönetimin işini bu açıdan zorlaştıran temel unsuru oluşturur.
Hizmet sektöründe insan emeğinin yoğun olduğu alanlarda verimliliğin mikro düzeyde artırılması için kurumlar bazında detaylı çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bu mikro çalışmaların toplamı, makro düzeydeki verimlilik artışını sağlayacaktır. Böylece, makro düzeyde insan verimliliği oluşmuş olacaktır. Çalışanlara yönelik verimlilik artışı, iş verimliliği olarak da adlandırılabilir. İş verimliliğinin en önemli bileşenleri arasında zaman yönetimi, etkili iletişim ve sürekli iyileştirme yer almaktadır. Bu unsurlar kurumlarda etkin bir şekilde uygulandığında, başarı elde edilir ve verimlilikte belirgin bir artış sağlanır.
Sonuç olarak, verimliliğin artırılması için yönetimsel denetim, vazgeçilmez bir araçtır. Yönetimsel denetim olmadan, verimliliği artırma çabaları yönetim bilimi açısından yetersiz kalır. Bu nedenle, yönetimsel denetim, verimliliğin hem makro hem de mikro düzeylerde yükseltilmesi için hayati öneme sahiptir.
