Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda “Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi” konulu 3’üncü Parlamento Başkanları Konferansı Açılış Resepsiyonu’na katıldı.
“Yaşadığımız sıkıntılar coğrafyamızın kaderi değildir, bu kötü gidişi durdurmak bizim elimizdedir.” diyen Erdoğan, “Bu kadim coğrafyanın huzurunu, güvenliğini, esenliğini dünya barışının anahtarı olarak görüyoruz. Maalesef uzunca bir süredir bu kadim coğrafyanın en azından önemli bir bölümü acıyı ve sefaleti sırtlanmak zorunda kalmıştır.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzun terörle mücadele dönemimizde, güvenlik güçlerimizden ve masum vatandaşlarımızdan binlerce şehit verdik. Çocukları, kundaktaki bebekleri, okulları, kütüphaneleri hedef almaktan çekinmeyen bir barbarlığa şahit olduk.” dedi.
‘MÜCADELEMİZ KÜRTLERLE DEĞİL, TERÖRLE’
“Güvenlik olmadan barış olmaz, barış olmadan kalkınma olmaz. Kalkınma olmadan huzur ve refah olmaz. Huzur ve refah olmadan da toplumlar geleceğine güvenle bakamaz.” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Kuzey Irak ve Suriye’de yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları asla bu ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını hedef almıyor.
Fırat’ın batısını olduğu gibi doğusunu da terör örgütlerinden temizleyerek hem sınırlarımızın güvenliğini temin edeceğiz, hem de ülkemizde Suriyelilerin kendi evlerine huzuru kalple geri dönmelerini sağlayacağız.
Bizim bu mücadelemiz Kürtlerle değil, mücadelemiz terör örgütleriyledir.
Şu anda Suriye’de yaşananlar 10 bin kilometre uzaktan koalisyon güçleriyle Suriye’de yer alanlar bir şeyi ihmal ediyorlar. O da nedir, bizim defaatle söylediğimiz PYD, YPG, DEAŞ birer terör örgütüdür. Ne yazık ki Batı, PKK’ya terör örgütü diyor ama onun yan kolları olan PYD, YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor.
Biz Suriye’yi bölmeye değil, parçalamaya değil, orada tüm yaşayanların, hepsinin hukukunu korumak için orada yer almış bulunuyoruz.
Bize sağdan soldan şu anda tehditler geliyor, bu gidişi durdurun diye. Sayın Trump’a da söyledim, diğerlerine de söyledim. Eğer bunu ‘durduracaksanız durdurun’ dedik size ama durdurmadınız. Şimdi biz kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz, artık geri adım atmayacağız.”
.jw-controls .jw-controls-right {
margin: 0 !important;
left: 10px !important;
top: 20px !important;
}
.jw-logo {
padding: 0 !important;
margin: 0 0 0 23px !important;
left: 10px !important;
top: 20px !important;
float: none;
}
.jw-dock {
padding: 0 !important;
margin: 0 !important;
right: 10px !important;
top: 0 !important;
position: absolute !important;
}
.jw-dock-button {
float: none !important;
}
.jw-dock-button .jw-overlay {
top: 0 !important;
right: 45px !important;
}
body {
margin: 0;
padding: 0;
}
’35 YILDIR TERÖR BELASIYLA MÜCADELE EDİYORUZ’
Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Bu kadim coğrafya acıyı sırtlanmakta.
Yaşadığımız sıkıntılar coğrafyamızın kaderi değildir. Kötü gidişatı durdurmak bizlerin elindedir.
Burada temsilcileri bulunan hemen her ülke terör sorunuyla yüzleşmiş, ciddi de bedel ödemiştir.
Terör yüzyılımızın vebasıdır. Pek çok sorun terör kılıfı altında gizlenmektedir. Türkiye olarak 35 yıldır terör belasıyla mücadele ediyoruz.
Örgütlerin arasında bazı güçler var.
Sorunu kaynağında kurutma kararı aldık.
Kuzey Irak ve Suriye’de yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları asla bu ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını hedef almıyor.
Fırat’ın batısını olduğu gibi doğusunu da terör örgütlerinden temizleyerek hem sınırlarımızın güvenliğini temin edeceğiz, hem de ülkemizde Suriyelilerin kendi evlerine huzuru kalple geri dönmelerini sağlayacağız.
Türkiye komşularının toprakları üzerindeki egemenlik haklarına ve sınırlarına saygılıdır ama bir şartla. Buralardan ülkemize saldırı yapılmamalı düşmanca faaliyetler yürütülmemelidir. Tek amacımız oradaki canileri engellemek, teröristleri yok etmektir. Barış Pınarı Harekatı’nın gayesi de aynıdır.
Türkiye, komşularının toprakları üzerinde egemenlik haklarına ve sınırlarına saygılıdır. Ama bir şartla; buralardan ülkemize saldırı yapılmaması, düşmanca faaliyetler yürütülmemelidir.
Tüm dostlarımızdan bu operasyona destek bekliyoruz. Güvenlik olmadan barış olmaz, barış olmadan kalkınma olmaz. Kalkınma olmadan huzur ve refah olmaz. Huzur ve refah olmadan da toplumlar geleceğine güvenle bakamaz.
Öncelikle terör meselesinde ilkeli bir duruş sergilemek mecburiyetindeyiz.
Şu anda Suriye’de yaşananlar 10 bin kilometre uzaktan koalisyon güçleriyle Suriye’de yer alanlar bir şeyi ihmal ediyorlar. O da nedir, bizim defaatle söylediğimiz PYD, YPG, DEAŞ birer terör örgütüdür. Ne yazık ki Batı, PKK’ya terör örgütü diyor ama onun yan kolları olan PYD, YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor.
Bizim bu mücadelemiz Kürtlerle değil, mücadelemiz terör örgütleriyledir.
Biz Suriye’yi bölmeye değil, parçalamaya değil, orada tüm yaşayanların, hepsinin hukukunu korumak için orada yer almış bulunuyoruz.
911 kilometre sınırımız olan ve Suriye rejiminin dahi kabul etmediği PYD-YPG’ye karşı attığımız adımı kesinlikle durdurmayacağız. Kim ne derse desin durdurmayacağız. Bize sağdan soldan şu anda tehditler geliyor, bu gidişi durdurun diye. Sayın Trump’a da söyledim, diğerlerine de söyledim. Eğer bunu ‘durduracaksanız durdurun’ dedik size ama durdurmadınız. Şimdi biz kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz, artık geri adım atmayacağız.