Doğu Türkistan’da Müslüman uygurlara istematik işkence ve asimilasyonunu sürdüren Çin yönetiminin ayrıca Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıkları yasa dışı izleme faaliyetleri çerçevesinde kullandığı mobil uygulamayla kişisel bilgilerini topladığı ortaya çıktı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) yayımladığı raporda, Çinli polislerin Uygurlar üzerinde baskı ve denetimi artırdığına dair yeni kanıtlar sunuldu. Raporda, Entegre Ortak Operasyon Platformu (Integrated Joint Operations Platform – IJOP) ile Sincan’daki yetkililerin sıradan insanlar hakkında çok miktarda ve çeşitlilikte bilgi toplamakta olduklarının tespit edildiği belirtildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, IJOP uygulamasının insanların kan gruplarından boylarına, ‘dini atmosferlerinden’ siyasi aidiyetlerine kadar birçok bilgiyi toplayabildiğini duyurdu. Örgüt, IJOP platformunun, insanların hareketlerini, telefonlarını, taşıt araçlarını ve kimlik kartlarını izleyerek gözetlediğini; insanların elektrik ve yakıt istasyonları kullanımını kayıt altına aldığını, söz konusu sistemin, bölgedeki bazı kontrol noktaları ile el ele vererek görünmez veya sanal bir çit dizisi oluşturduğunu ileri sürdü.
Raporda, yetkililerin, uygulama çerçevesinde özellikle 36 davranış biçimini yakından takip ettiği, bunlara, kişinin komşularıyla iletişim kurmaması, ön kapıyı kullanmaması, akıllı telefon sahibi olmaması, camilere bağış yapması ve standart dışı elektrik tüketmesinin dahil olduğu kaydedildi. Kişisel verilerin yanı sıra şüpheli görülen kişi, araç ve olayların takibinin sağlaması için uygulamadan faydalanıldığı ifade edildi. Görevlilerin aynı zamanda kişilerin WhatsApp, LINE, Telegram gibi 51 şüpheli uygulamayı kullanıp kullanmadığını da kontrol ettiği vurgulandı. Raporda, bölgede yaşayanların, aile fertlerinin WhatsApp ya da Virtual Private Network (VPN) gibi uygulamaları yüklemiş oldukları için gözaltına alındığını aktardığına da işaret edildi.
HRW, bir süre önce yayımladığı raporda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çok sayıda kişinin ‘önleyici polisiye tedbiri’ adı altında suçsuz yere alıkonulduğuna ve siyasi açıdan tehlikeli değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı bulunmaksızın ‘siyasi eğitim merkezleri’ denilen gözaltı merkezlerine gönderildiği iddialarına yer vermişti.
Öte yandan ABD 2018 İnsan Hakları Raporu’nda Çin yönetiminin Uygur Türklerine uyguladığı baskıya değinilmişti. Raporda, 800 bin ila 2 milyon Uygur, Kazak ve diğer Müslüman gruplardan bireylerin, Çin tarafından tutuklanarak kamplara konulduğu, özellikle Sincan bölgesindekilerin uluslararası hukuka aykırı şekilde ‘zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı’ muamele veya işkenceye maruz kaldıkları belirtilmişti.