Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) düzenlenen “Dış Politika Vizyonunun İhracat Hedeflerine Etkisi” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, ülkeler arasındaki ekonomik bağın önemini vurguladı.
Bazen ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerin kötü olabildiğini, böyle durumlarda duygusal davranan ülkeler olduğunu anlatan Çavuşoğlu, “Biz Türkiye olarak, siyasi ilişkilerimizin kötü olduğu ülkelerle de ticaretimizi bozmak istemiyoruz. Bunu da doğru bulmuyoruz çünkü ticaret, daha çok devletler arasında değil, firmalar arasında oluyor.” ifadesini kullandı.
TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonunda “Mısır ile ilişkiler kötü, ticaret niye artıyor?” diye soranlar olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Milletvekilleri bir de Bütçe Komisyonunda… Hadi o komisyonda olmayan arkadaşlar sorabilir de… ‘İsrail’e kızıyorsunuz da İsrail’le de ticaret artıyor’ diyor. İsrail’e kızabiliriz, doğru, haklıyız da. İsrail zulmüne sessiz kalamayız. Yaptıkları zulme biz sessiz kalırsak hiç kimse sesini çıkaramaz. Bunun da farkındayız ama Bursa’dan gelen bir firmaya ‘Benim ilişkilerim İsrail’le kötü, sen de ticaret yapma’ diyemem. Ticaretin kurallarına aykırı. İsrail’in yaptıklarına karşı Kudüs’ün, Filistin’in hakkını da her türlü platformda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları dahil alıyoruz. O, başka bir şey. Siyasi ilişkilerde iniş çıkış olabilir.”
“SURİYE’DEKİ FIRSATLARDAN EN ÇOK TÜRKİYE YARARLANACAK”
Çavuşoğlu, birçok ülkenin zenginlikleri olduğuna ancak kullanım kapasitesinin bulunmadığına dikkati çekti.
Uzmanların hesaplamasına göre, Afrika Kıtası’nın 2050 yılında dünya ekonomisine katkısının 49-50 katrilyon dolar olacağını belirten Çavuşoğlu, “Afrika’nın zenginliklerinden Afrikalılar mı faydalanacak yoksa sömürgeci anlayış mı hakim olacak ya da bizim gibi kazan kazan anlayışıyla yaklaşan ülkeler mi?” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, bugün Afrika’da sadece Batılı ülkelerin olmadığını, Çin’in bu kıtadaki ağırlığının giderek arttığını ifade etti.
Türkiye’nin, ihracatını artırması ve ekonomisini büyütmesi gerektiğine değinen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Var olan krizleri kriz yönetimiyle beraber çözerseniz sadece o bölgenin istikrarı ve güvenliğini desteklemiş olmazsınız. Bu da Türkiye için çok önemli. O ülkede ortaya çıkacak çok önemli fırsatlar var. Onlardan da Türkiye, elbette faydalanacaktır. Bu, çıkarcılık değil. Yanı başımızda Suriye’de akan kan, gözyaşı ve dram bitsin ve Suriye’nin sınır, toprak bütünlüğünü koruyan siyasi çözüme gidelim. Suriye’de ortaya çıkacak fırsatlardan en çok kim yaralanacaktır? Türkiye yararlanacaktır. Bu, fırsatçılık değil. Maalesef keşke böyle olmasaydı ama 9 yıldır yıkılan bir Suriye var.”
“ABD’NİN İRAN’A YÖNELİK YAPTRIMLARI BİZİ DE ETKİLİYOR”
Irak’ın yeniden inşasında Türkiye’nin de rol alacağını ve Kuveyt Konferansı’nda 5 milyar dolar kredi taahhüdünde bulunduklarını aktaran Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Irak’a yatırım ihtiyacı var. Irak’a yatırım yapan firmalarımız da bu kredilerimizden faydalanacak. Irak da biz de bundan faydalanacağız ve ihracatımız, yatırımlarımız artacak. Orada kullanılan ürünler Türkiye’den gidecek. Büyük avantajlarımız var. Bunların hepsini öngörüp ona göre önceden tedbirleri almalıyız ki Amerika çekilirken kendi firmalarına hep bunları verdi. Biz önce oradaki firmaların altına taşeron olarak gittik. Sonra sonra yer edinmeye başladık, başarılı çalışmalar sebebiyle. Şimdi taşeron olarak değil doğrudan yüklenici firmalar, yatırımcı olarak bizim Irak’a da gitmemiz gerekiyor.
Evet bölgemizde sorunlar var. Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımları bizi de etkiliyor fakat biz yoğun çabalarımızla istisnaya tabi tutulan ülkelerden biri olduk. Başlangıçta mayısa kadar, şimdi bunu uzatmak için de çalışıyoruz. Amerika’nın bu kararından vazgeçmesi için de yoğun çaba sarf ediyoruz. Son derece yanlış bir karar ama bu yolda yalnız değiliz. AB ve Avrupa ülkeleri de bizim gibi düşünüyor. Şimdi onlar da bu ambargoyu, yaptırımları delmek için ya da etkilenmemek için çeşitli alternatifler üzerinde çalışıyor. Biz de çalışıyoruz.”
BURSA/AA