Çok şeyin olduğu, hiçbir şeyin olmadığı davranışını yoğun sergilediğimiz bugünler. İçimiz dolup taşarken, tek kelime sarf etmekten kaçındığımız bugünler. Tahammül seviyesinin sıfıra indiği bugünler kendimizi kaybetme riskini de beraberinde getiriyor. Kendimize yüklenmeyi bırakalım mı? Anlamaya önce kendimizden başlayalım. Canım demesek de kendimize eyvallah desek mesela. Zamanla olan derdimiz varsa bir kenara koyalım. Çünkü biz onun çok gerisinde kaldık. Umarsızca akıp gidiyor zaman. Mevcut ne varsa bizimle iyi olduğunu düşünerek azıcık ufka mı baksak, yeniden başlasak bir şeylere olmaz mı? Karmakarışık duygu halinde savruluyorsan unutma ki her duygu hali geçici .İçindeyken anlamayız hatta bitmeyecek diye düşünürüz. Bugünler de ”her şey kötü gidiyor’ ‘düşüncesi bizleri duvara toslamadan iyiye doğru yol almayı deneyebiliriz. Zaten sonlu değil mi yaşam? O halde içinde bulunduğumuz an çok kıymetli. Yollar değişebilir, planlar bozulabilir ama unutma yaşamın doğası bu. İçimizdeki öfke dağları yerinden oynatacak kadar büyük olsa da biz yine nezaketle, saygıyla ve sevgiyle var olalım…
makbule bulut