Başbakan Erdoğan şu sıralarda, demokratikleşme paketi adı altında Türkiye’yi Atatürksüzleştirme planını uygulamakla meşgul. Yakında Türkiye’de Atatürk güneşi batarsa yer, gök inlesin.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en zor durumunda yazı yazamamak canımı çok acıtıyor. (Uzunca bir süre sizlerden ayrı kaldım. Biliyorsunuz, yazılarıma nokta koymuştum. Fakat dayanamayıp haftada iki gün dahi olsa yazmaya çalışıyordum. Bundan bir süre önce rahatsızlanınca mecburen ona da ara verdim. Şimdi hamdolsun -eskisi kadar olmasa bile- sağlığıma kavuştum. Gözümün gördüğü ve kalemimin elverdiği sürece, arada aksamalar olsa da birlikte olmaya çalışacağım.) Çok şükür ki benden iyi yazanlar var da bu acımı hafifletiyor. Ama bunlar için neler yazılmadı ki. Yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik, Türkiye’yi parselleyip satmak (şehitlerin içinde yattığı toprakları bile satmak…) polise gereğinden fazla otorite verip, vurdurup, kırdırmak, askeri ve halkı birbirine düşman etmek, mezhep ayrılığı, başka memleketlerin iç işlerine oy uğruna karışıp Müslüman’ı, Müslüman’a öldürtmek, tanınmış iş adamlarını istediği gibi yönlendirmek için gazete satın aldırıp istediğini yazdırmak, son olarak Koç Holding’le uğraşmak… Daha neler neler…
***
Şanlı Türk ordusuna gelince, onun üstünde oynadığı bütün oyunların hepsi nafile. Şanlı ordumuzun A’dan Z’ye her ferdinde bir damla dahi olsa Atatürkçülük kanı olsa(ki vardır) hâlâ aslanlar gibidir. Bugünkü durum sizi yanıltmasın. Onlarla her zaman iftihar ettim.
Bugünün gençliğine ise söyleyecek söz bulamıyorum.
Sağ olsunlar, var olsunlar.
Şimdi herkes paketi bekliyor. Demokratikleşme diye yutturacakları paket açıldığında içinden lokum çıkmayacağı malum.
Sahi bu Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olur mu?..
Çok yanılıyor. Çünkü bu işin içinde yalnız Türkiye Cumhuriyeti değil, Rusya ve ABD de var. Böyle bir paketin açılması onların da işine gelmez. Yani çatışacağı ABD, Rusya ve İran.
Ve çok şükür ki Türkiye Cumhuriyeti gençleri var.
Diyeceksiniz ki onların bunu düşünecek kadar aklı yok mu? Var, var ama akıl hocaları ve menfaat grupları bunu söylemeye cesaret edemiyorlar. Çünkü maazallah gözden düşerler. Ama tecrübeler gösteriyor ki, büyük mevkideki adamların dostu yoktur. Onu iki günde satarlar. Akıl hastasıydı diye canını kurtarsa bile etrafındakiler yine kurtulamaz. Yassıada daha dün gibi… Unutulmadı. Allah bu millete yani Türkiye Cumhuriyeti’ne kudret ve kuvvet versin.
Ne mutlu Türküm diyene sevgili okuyucularım.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.