Osmanlı’dan bu yana kılıç ve pala zanaatıyla bilinen merkezlerden Yatağan Mahallesi’nde irili ufaklı 120 imalathanede ustalar, hediyelik eşya, aksesuar kılıç, bıçak, tarım aleti gibi ürünler yaparak demircilik mesleğini sürdürüyor.
Kent merkezine 44 kilometre uzaktaki 2 bin 600 nüfuslu mahallede, zanaatın “en kıdemlisi” olarak gösterilen 87 yaşındaki Ali Ulukuş, evlerinin altındaki 30 metrekarelik dükkanında geleneksel yöntemlerle üretime devam ediyor.
Henüz 10 yaşında dedesi ve babasının yanında başladığı mesleğini 77 yıldır sürdüren Ulukuş, sabah kapısını açtığı atölyesinde ilk olarak o gün yapacağı bıçak için çelik kesiyor.
Ocakta ateşi yakarak körükleyen ve demiri kızdıran Ulukuş, örs üzerine vurduğu çekiç darbeleriyle demiri döverek şekil veriyor.
Atadan kalma malzemeleriyle isteğe göre sap bölümünü ağaç, geyik veya keçi boynuzundan imal eden Ulukuş, son olarak bıçağı kösele taşıyla çarkta parlatıp satışa hazır hale getiriyor.
“Alıştık çelik tozuna”
Ali Ulukuş, yaptığı açıklamada, ürettiği el emeği bıçakları torunu sayesinde internet üzerinden pazarladıklarını söyledi.
Bu işle 5 çocuğunu büyütüp meslek sahibi yaptığını anlatan Ulukuş, şöyle devam etti:
“İşi babamdan öğrendim, o da babasından öğrenmiş. Hala dedemden kalan malzemeleri kullanıyorum. Ata mesleğimi devam ettirmeye çalışıyorum. Tek bildiğimiz iş bu. O yüzden değerini bilmek gerekiyor. 77 yıldır bıçak dövüyorum. Bir gün olsun ‘of’ demedim. Alıştık bir kere çelik tozuna, bırakamıyorum. Bütün dünyam bu küçük dükkanım. Çelikten ekmeğimizi kazandık çok şükür.”
Yunus Ulukuş ise işi dedesinden öğrendiğini, bıçak ve palaları müşterilerin talebine göre yaptıklarını ifade etti.
Özel tasarım bıçakların daha çok rağbet gördüğünü dile getiren Ulukuş, “El işçiliği ve tasarımına göre bıçaklarımızı 200 liradan başlayan fiyatlarla satışa sunuyoruz. Yurt dışında da Almanya, İngiltere, ABD başta olmak üzere 15 ülkeye bıçak gönderiyoruz.” diye konuştu.