Bazı Gazeteci Dostlara…
Bir zamanlar aynı yolda yürüdüğümüz, kalemin onurunu savunduğuna inandığımız bazı gazeteci dostlara birkaç sözüm var. Hepimiz aynı ideal uğruna mücadele ediyoruz sanırdım. Gerçeğin peşinde koşan, halkın sesi olan insanlar olarak birbirimize destek olmamız gerektiğini düşünürdüm. Ama zaman gösterdi ki bazı dostluklar sadece menfaat üzerine kurulmuş.Bazı gazeteci dostlara soruyorum: Ne zaman dara düştüm, hangi zor günümde yanımda oldunuz? Kaleminiz sadece güçlülerin yanında mı yazıyor? Ey meslektaşlarım, dost bildiklerim! Birlikte oturduğumuz sofraların, ettiğimiz sohbetlerin hatırına sormaz mıydınız halimi? Yere düştüğümde elini uzatmasını beklediklerim, meğer sadece izlemekle yetinmiş.
Ben dostluğu menfaat için yaşamadım, meslektaşlığa da çıkar gözüyle bakmadım. Ama gördüm ki bu meslek, bazıları için sadece bir basamak, bir çıkar kapısıymış. Bazı gazeteci dostlara diyorum ki: Helal ekmeğimi paylaştıklarım, sırtıma hançer saplamaktan çekinmemiş.Benden yana yediğiniz lokma helal olsun, ama hakkım dost görünüp de vefasızlık edenlere helal değildir! Bazı gazeteci dostlara hatırlatıyorum: Kalemi namus bilenlerle, onu menfaat uğruna eğip bükenler elbet bir gün ayrılacaktır. O gün geldiğinde, kim gerçekten gazeteci, kim sadece kalemini satan, herkes görecek!