“İnsanoğlu ne zaman bu kadar çıkarcı ve bencil oldu bilmiyorum. Sosyal medyanın bu kadar hayatlarımıza girmesiyle mi yoksa hep böyleydi de biz gençtik, anlamıyor muyduk? Öyle şeyler görüyorum ki etrafımda uzun zamandır, artık şaşırmam desem de şaşırmaya devam ediyorum. Sizi sadece yaptığı etkinliklerde ya da işlerde ünlü bir obje olarak görüp, verdiğiniz onca desteği sanki siz buna mecburmuşsunuz gibi davrananlardan tutun da, işine geldiği, daha doğrusu işi düştüğü zaman canım cicim diyenlere, sırf çevrenizden faydalanmak için binbir çeşit numara çekenlere kadar her çeşit insan mevcut. Anlıyorum, işime yaramayan insan çevremde olmasın diyorlar da bunu biraz çaktırmadan yapsalar keşke… Üstelik sadece almaya odaklanmışlar. Vermek lügatlarında asla bulunmuyor. Ben hayatım boyunca arkadaşlarımın yardımına koştum. Bana bir şey söylemelerine gerek kalmadan, neye ihtiyaçları olduğunu düşünüp onlar demeden yaptım birçok şeyi. Sadece arkadaşlarıma da değil, tanıdığım herkese. Bunu bir şey bekleyerek yapmadım hiç. Bu yaptığım iyilik bir süre sonra geri döner diye düşünmedim yani.
Arkadaş bu ya, adı üstünde. Kaç günlük ki dünya yaptığımız yardımın ya da verdiğimiz desteğin hesabını tutacağız? Velhasıl hala şaşırmaya devam ediyorum işte. Bundan kısa bir süre önce pek çok etkinliğine destek verdiğim bir arkadaşım Rüzgar Olmak İsteyen Çocuk kitabımı kızına imzalayıp gönderdiğimde gelmediğine dair tonla yalan söyleyip, paylaşım yapmamak için direndiğinde de şaşırdım, az evvel yine kısa bir süre önce bir doğumgününde karşılaştığım ve selam dahi vermeyen çok eski bir arkadaşım yana yakıla beni ilk kez yaptığı sergisine davet ettiğinde de şaşırdım. İnsanlar teknoloji ve sosyal medya yüzünden ne ara empati yeteneklerini ve insanlıklarını kaybettiler cidden meraktayım. Ben bu şekilde davranmaya utanırım zira…”