Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden usta fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Akademi Beyoğlu Kültür ve Sanat Sohbetleri’nin bu haftaki konusu oldu. Yoğun ilgi gören sohbette sevenleri Ara Güler ile ilgili anılarını anlattı.
Kafe Akademi’de her Çarşamba günü düzenlenen “Akademi Beyoğlu Kültür ve Sanat Sohbetleri” Fotoğraf Sanatı Derneği (FOTOGEN) Başkanı İbrahim Göksungur moderatörlüğünde düzenlendi. Sohbet programına, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, fotoğraf sanatçısı Aramis Kalay, fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ, Ara Güler’in asistanı Fatih Aslan ve çok sayıda Ara Güler seveni katıldı. Akademi Beyoğlu’nda ayrıca Güler’in 25 fotoğrafının yer aldığı bir sergi açıldı.
‘EVİNİN MÜZE OLMASINI ÇOK İSTİYORDU’
Ara Güler’in çocukluğundan itibaren yaşadığı Beyoğlu’ndaki binasının Fotoğraf Müzesi olmasını çok istediğini belirten Fatih Aslan, “Ara Güler kendi binasının müze olmasını çok istiyordu fakat ömrü yetmedi. 4 yaşından beri o binadaydı. Gençliği, delikanlılığı orada geçmişti. O binada bir ruh vardı, Ara Güler’in kokusu, dokusu her şey vardı orada” dedi.
‘ARA GÜLER BİR DÜNYA MARKASI’
Ara Güler’in çok mütevazi birisi olduğunu belirten Ahmet Misbah Demircan, “Ara Güler bir konuşuyor tarihin içinden fışkıran bir adam görüyorsun. Ondan çok etkilendim. Beyoğlu benim için her şey. Buranın fotoğraflarını çekmiş, memleketin karelerini çekmiş. Ara Güler’in bu yönü bana göre çok etkileyici. Az kelimeyle konuşuyor ama fotoğrafların yanına gelince anlatıyor da anlatıyor. Bende en çok iz bırakan anısı şuydu: Yurt dışında bir kardeş belediyemiz var. Sergini götürelim dedik. Yunanistan’a, Almanya’ya birçok yere gittik. Bir de film var. Onun filmini izlemek için tüm salon doldu. Bir türlü aklım almadı. Nasıl oluyor da bu adamı böyle tanıyorlar. Yurt dışında o yakından gördüğüm mütevazı adamın ne kadar çok hayranı olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Ara Güler bir dünya markası” diye konuştu.
‘ONLAR BENİ UNUTMAYA BAŞLAYINCA ONLARI ÇEKMEYE BAŞLARIM’
Ara Güler’in kendisine anlattığı anılarından birisini katılımcılarla paylaşan Aramis Kalay, “Ara Güler, ‘Bir gün ben kahvehanede fotoğraf çekeceğim, önce içeri girerim masanın üzerine makineleri bırakırım. Ardından sohbet etmeye başlarım. Bir çay söylerim, onlara da söylerim gerekirse. Sonra masanın üzerindeki makineleri merak etmeye başlarlar. Veririm makinelerimi onlara. Neyin nasıl olduğunu biraz anlatırım. Sonra onlar beni unutmaya başlayınca onları çekmeye başlarım’ diyordu” diye konuştu.
‘ARA GÜLER ÇOK BAŞKA BAKAN BİR İNSANDI’
Ara Güler ile tanışma hikayesini anlatan Çerkes Karadağ ise şunları söyledi:
“Türkiye’de fotoğraf dernekleri 70’li yılların ikinci yarısında kurulmaya başladı. Fotoğrafla ilgilenen bir avuç insan. Herkes birbirini tanıyor. Ağabeylerimizi büyüleyici insanlar olarak görüyorduk. Ankara’da Ozan Sadıç’la aynı apartmanda bir ajansta çalışıyoruz. Oraya fotoğraflarımı göstermek için gidiyorum. Ara Bey’i ilk orada gördüm. Apartmanın bodrum katında karşılaşmamıştım. Ama o gün tam tanıyamamıştım. Ancak Kızılay Meydan’daki Amerika Haberler Merkezinde Yaratıcı Amerikalılar sergisine gittiğimde çok etkilenmişti. Çünkü bizim baktığımız şeyin çok dışında bakan bir insandı.”
Kaynak : Aydınlık
İlgili ‘Ara Güler’in en büyük hayali evinin müze olmasıydı’ haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz.