Türk arkeologlar, Metropolis Antik Kenti’nde buldukları dokuma tezgahından yola çıkarak antik çağdaki modanın izlerini sürüyor.
İzmir’in Torbalı ilçesinde 1990’dan bu yana sürdürülen kazılarla gün ışığına çıkarılmaya çalışılan Metropolis Antik Kenti’nin tarihi, Geç Neolitik Çağ’daki ilk yerleşim izlerinden Klasik Çağ’a, Helenistik Çağ’dan Roma ve Bizans dönemlerine, Beylikler ve Osmanlı tarihine kadar uzanıyor.
Bugüne kadar yapılan kazılarda Helenistik döneme ait antik tiyatro, Bouleuterion (meclis binası), Stoa (sütunlu galeri) ile Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen 2 hamam yapısı, hamam ve palaestra (spor alanı) kompleksi, mozaikli salon, peristyl ev, dükkanlar, genel tuvalet ve sokaklar gibi antik kent dokusunu oluşturan yapılar ve mekanlar bulundu.
Kazılarda elde edilen eserler ise İzmir Arkeoloji, İzmir Tarih ve Sanat ile Selçuk Efes müzelerinde sergileniyor. Bilim adamları bir yandan Batı Anadolu’ya ait buluntuları gün yüzüne çıkartırken, diğer taraftan da o döneme ait günlük yaşamın izlerini sürüyor.
Prof. Dr. Serdar Aybek başkanlığında devam eden kazılarda, 14 pişmiş toprak kalıntısının bir dokuma tezgahı olduğu ortaya çıktı.
Ahşaptan yapılmış tezgahta bir Roma ailesinin kıyafetlerinin dokunduğunu belirleyen arkeologlar, deneysel olarak antik dönem dokuma tezgahının replikasını el işçiliğiyle “tahra” kullanarak hazırladı.
Grek vazo resimlerinden faydalanan bilim adamları, 2 bin yıl önceki dokuma tekniğini hayata geçirdi.
Arkeologlar, heykellerde kullanılan kıyafetlerin benzerlerini yapmak ve tarihi canlandırmak için tezgah başına geçti.
“MODAYA HER DÖNEMDE İLGİ VAR”
Kazı başkanı Prof. Dr. Aybek, Metropolis halkının nasıl yaşadığını anlamaya çalıştıklarını, bunun için bir Roma evindeki çalışmalarını derinleştirdiklerini belirtti.
Roma evinin bir odasındaki ele geçirilen pişmiş toprakların fonksiyonlarını incelediklerini vurgulayan Aybek, “Ağırlıkların dokuma tezgahında kullanıldığını biliyoruz ama nasıl kullanıldığını bilmiyorduk. Önce bir tezgahın canlandırılıp canlandırılmayacağını anlamak istedik. Eski buluntuları, kayıtları, bilgileri değerlendirdik. Roma döneminde bir evin günlük yaşamında dokumanın nasıl yapıldığını anladık.” dedi.
Yaz ve kış kıyafetleri için farklı dokuma iplerinden faydalanıldığını dile getiren Serdar Aybek, antik çağda dokumanın kadınların bir faaliyet alanı olduğuna işaret etti.
Kadın mezarlarındaki yün eğirme aletlerinin de bunun bir kanıtı olduğunu ifade eden Aybek, şunları kaydetti: “Modaya her dönemde ilgi var. Modaya, tekstile olan ilgi değişmiyor. Bizim asıl amacımız günlük yaşamı aydınlatmak. Halka dair bilgiler vermek için deneysel çalışmalar yapıyoruz. Metropolis’te bir kadın evde neyle ilgileniyordu, erkekler cam imalatını nasıl yapıyordu, bunu öğrenmek ve canlandırmak istiyoruz. Romalı kadınlar dokuma ürünlerinde kök boyalar sayesinde renklerden de faydalanmış. Şimdi hangi renklerin moda olduğunu anlamak için bir tekstil parçasına ulaşmayı arzuluyoruz. Metropolis buluntularını modern çağa taşımaya devam edeceğiz.”
Dönemin sosyal hayatının anlaşılmasının önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Aybek, cam işçiliği ve zeytinyağı üretimini de canlandırıp, bu yolla bölgeye katkı sağlanmasının mümkün olabileceğini de sözlerine ekledi.
Kaynak : Aydınlık