Kayserispor taraftarlarının Ankaragücü maçı için geldikleri Ankara’da Anıtkabir ziyaretleri sırasında Ata’nın kabri önünde “Andımız”ı bir ağızdan okudukları anları gösteren sosyal medyada dolanan videoyu izleyip, tüylerimde ürpertiyi, gözlerimde dolan yaşı hissedince Andımız kararına, Türklük vurgusuna, Atatürk‘e, özetle ne kadar çabalanırsa çabalansın unutturulamayacaklara tekrar değinmekte fayda gördüm.
Yazıya kendimle ilgili şu tespit ile başlayayım: Türk’üm, doğruyum, çalışkanım!
Doğruluk ve çalışkanlık ölçülebilir mutalar değil elbet ancak bu sıfatları haiz olmak adına samimi bir gayret içerisinde olduğumu söyleyebilirim en azından. Doğru olanın peşinden gitmeyi çoktan bırakmışların aksine, yüksünmeden bu cümleyi kurabilmem bundandır belki de.
Ve Türk’üm. Bu devlet, Türk halkınca, kendini Türk hisseden ve Türk kalmak isteyenlerce kuruldu. Bu minvalde, “Türk’üm” diyenlerin her sabah ant içerek okuduğu şu ifadeler ve hedefler içimize nakşoldu:
Küçükleri korumak, büyükleri saymak, yurdunu milletini özünden çok sevmek, yükselmeyi ve ileri gitmeyi yasa/ülkü edinmek, yeri geldiğinde varlığını Türk varlığına armağan etmekten erinmemek…
En önemlisi, Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürümek… Başka bir yol aramaya, yeni yeni rotalar çizmeye gerek duymadan, münhasır medeniyet rotasıyla ilim ve irfan kalkanıyla devamlı yol almak…
Cumhuriyet değerlerine “Fransız kalanlar” için zor gelebilir bu yolları yürümek. Ancak “muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulanlar”, Ata’sının yolundan giderken engel tanımayacak, bilimin ışığında hedefine ulaşmak için daima çabalayacak…
İşte bu hedefi, buna ulaşabilmek için gereken ulus bilincini, birlik ve beraberlik şuurunu daha ilkokul çağında çocuklarımıza veren andımız, hızla dejenere olan yeni neslin millileşmesine önemli katkılar sağlayan bir değerdir.
Çocukluğunda Andımızla okula başlayanlar, gençliğinde Atatürk‘ün Gençliğe Hitabesi’ni, Gençlik Marşı’nı içtenlikle okuyanlar, 10. Yıl, İzmir ve İstiklal Marşlarını her fırsatta gururla ve coşkuyla söyleyenler, bu metinlerin hepsinin Cumhuriyet ruhunu içine nakşetmiş ayrı önemi haiz kıymetler olduğunu bilir.
Bu bakımdan ünlü tarihçi İlber Ortaylı‘nın Andımız’ın kaldırılmasının küstahlık olduğu, gerekçesinin ise daha da küstahlık olduğu yönündeki değerlendirmesi Atatürk‘ün kazandırdığı değerlere sahip çıkmaya çalışanların hislerine tercüman niteliktedir.
Danıştay 8. Dairesi bu hatadan geri dönen ilk adımı attı. Görünen o ki Millî Eğitim Bakanlığı bu sınavdan sınıfta kaldı. Verilen karar tebliğ edileli, 15 gün olmasına rağmen, hâlâ uygulamaya konulmadı. Sebebi, Bakanlığa soru önergesi olarak soruldu. Bakanlığın bu hukuk dışı kayıtsızlığını nasıl açıklayacağını ise merakla bekliyoruz…
***
Günün Sözü:
Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız. Atatürk
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.