Umut Çetinbaş
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Anadolu Medeniyetler Müzesi

Anadolu Medeniyetler Müzesi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, tarih öncesi dönemlerden başlayarak Anadolu’nun zengin kültürel mirasını gözler önüne seren büyüleyici bir koleksiyona ev sahipliği yapar. Bu müze, ziyaretçilerine insanlık tarihinin binlerce yıl öncesine dayanan izlerini sunar. Sergilenen eserler, taş devrinden başlayarak medeniyetin nasıl geliştiğini ve zamanla nasıl evrildiğini anlatır.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Türkiye’nin başkenti Ankara’da yer alan ve Anadolu’nun zengin kültürel mirasını gözler önüne seren önemli bir müzedir. 1921 yılında kurulan bu müze, Paleolitik Çağ’dan başlayarak Roma dönemine kadar uzanan geniş bir tarihsel süreci kapsayan eserleri sergiler. Eski bir Osmanlı pazarı olan Mahmutpaşa Bedesteni’nde ve Kurşunlu Han’da yer alan müze, tarihin farklı dönemlerine ait çok değerli arkeolojik buluntuları barındırır.

Müzenin koleksiyonları arasında, Neolitik Çağ’ın en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’ten gelen eserler, Hatti, Hitit, Frig, Urartu ve Roma dönemlerine ait birçok önemli obje bulunmaktadır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, sadece arkeolojik bir sergi alanı olmanın ötesinde, Anadolu’nun zengin ve çeşitlilik gösteren kültürel dokusunu anlamak için bir kapı aralar. Bu müze, hem tarih meraklıları hem de arkeolojiye ilgi duyanlar için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir mekandır.

Paleolitik Çağ (MÖ 8000 yılına kadar):

Bu dönemde insanlar avcı-toplayıcı olarak yaşamlarını sürdürdüler ve taş ile kemikten yaptıkları aletlerle hayatta kalmaya çalıştılar. Müzede, Antalya Karain Mağarası’nda bulunan Paleolitik Çağ’a ait buluntular sergilenir. Taş aletler, bu dönemin farklı evrelerini temsil eden üç kategoriye ayrılmıştır: Alt Paleolitik Çağ, Orta Paleolitik Çağ ve Üst Paleolitik Çağ.

Neolitik Çağ (MÖ 8000-5500):

İlk köylerin kurulduğu ve tarımın başladığı bu çağ, Anadolu’nun medeniyet tarihinde önemli bir dönemi işaret eder. Çatalhöyük ve Hacılar gibi Neolitik dönemin önemli yerleşimlerinden elde edilen eserler, bu bölümde sergilenir. Anne Tanrıça heykelleri, duvar resimleri, kil figürinler ve tarım aletleri bu dönemin kültürel zenginliğini ortaya koyar. Özellikle, MÖ 7. binyıla ait bir av sahnesi, Çatalhöyük odasının reprodüksiyonu ve Kybele heykeli gibi eserler ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Kalkolitik Çağ (MÖ 5500-3000):

Bu dönemde bakır işlenmeye başlanmış ve günlük yaşamda kullanılmaya başlamıştır. Hacılar, Canhasan ve Alacahöyük gibi yerleşimlerden elde edilen taş ve metal aletler, tanrıça figürinleri, mühürler ve takılar, bu çağın sanatsal ve teknolojik gelişimini sergiler.

Tunç Çağı (MÖ 3000-1950):

Anadolu’da bakır ile kalay birleştirilerek bronz elde edilmiş ve metal işçiliği gelişmiştir. Alacahöyük’teki kraliyet mezarlarından çıkarılan değerli metal eserler, bu çağın zenginliğini ve sanatsal becerisini gözler önüne serer. Güneş diskleri, geyik şeklinde heykelcikler ve altın takılar gibi eserler, bu döneme dair önemli ipuçları sunar.

Asur Ticaret Kolonileri (MÖ 1950-1750):

Anadolu’da yazının ilk kez ortaya çıktığı bu dönemde, Asurlularla yapılan geniş çaplı ticaret faaliyetleri müzenin bu bölümünde sergilenir. Kültepe’de bulunan Asur çivi yazılı kil tabletler, bu dönemin ticari, ekonomik ve hukuki yapısını aydınlatır. Bu bölümde ayrıca dini törenlerde kullanılan ritüel kaplar, kült objeleri ve mühürler de yer alır.

Hitit Dönemi (MÖ 1750-1200):

Hititlerin siyasi birliğini kurduğu bu dönemde, Boğazköy’deki Kral Kapısı’ndan alınan Savaş Tanrısı kabartması, bu dönemin en önemli eserlerinden biridir. Ayrıca, Hitit krallığının güçlü tanrıları ve bronz heykelleri de bu bölümde ziyaretçilerin beğenisine sunulur.

Frigya Dönemi (MÖ 1200-700):

Balkanlar’dan gelen Frigyalılar, Orta Anadolu’ya hakim olmuş ve Gordion’u başkent yapmışlardır. Kral Midas’ın mezarını temsil eden yeniden inşa edilmiş mezar odası, bu dönemin en çarpıcı sergilerinden biridir. Hayvan tasvirleri, ritüel kaplar ve Kybele heykeli bu bölümde dikkat çeken diğer eserler arasındadır.

Geç Hitit Dönemi (MÖ 1200-700):

Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından, bazı Hititler güney ve güneydoğu Anadolu’ya yerleşerek yeni devletler kurmuşlardır. Bu döneme ait kabartmalar ve heykeller, savaş teması etrafında yoğunlaşır ve güçlü hayvan figürleri ile tanrı tasvirleri öne çıkar.

Urartu Dönemi (MÖ 1200-600):

Doğu Anadolu’da yaşayan Urartular, mimarlık ve madencilikte yeni gelişmeler kaydetmişlerdir. Altıntepe ve Van gibi yerleşimlerden elde edilen eserler, Urartu’nun zengin kültürel mirasını sergiler.

Lidya Dönemi (MÖ 1200-546):

Lidyalılar, özellikle Gyges ve Croesus dönemlerinde büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bu döneme ait eserler, özellikle 6. yüzyıl Lidya sanatının gelişimini gösterir.

Klasik Dönem ve Ankara:

Yunan, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait heykeller, takılar, kaplar ve sikkeler bu bölümde sergilenir. Ayrıca, Ankara çevresinde son dönemde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserler de bu koleksiyonun bir parçasıdır.

Anadolu Medeniyetler Müzesi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!