Zararlı maddeleri tanıyıp, onlara karşı savunma mekanizmalarını çalıştıran bağışıklık sistemimiz, zararsız bileşenlere de tepki verebiliyor. Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği (ÇAAAD) Başkanı Prof. Dr. Nermin Güler, çocukluk çağında son yıllarda besin alerjilerine çok sık rastladıklarını söyledi. Prof. Dr. Güler, “Bunlar içinde, 0-3 yaş aralığında en sık rastlananı inek sütü proteini alerjisi” dedi.
Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği ve Alerji ile Yaşam Derneği alerji konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla faaliyet yürütüyor. Prof. Dr. Güler, 13-19 Mayıs Besin Alerjisi Farkındalık Haftası’nda bilinçlendirme kampanyası başlattıklarını açıkladı. Güler, bu kapsamda yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek, alerjik hastalıkların görülme oranının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son yıllarda artmaya devam ettiğini söyledi. Güler, alerji belirtilerle ilgili şu bilgileri verdi: Bazen ciltte kabartı şeklinde, bazen de deride kuruluk ya da egzama şeklinde olabilir. Kaşıntı alerjik hastalıklarda sıklıkla görülür. Vücudun değişik yerlerinde, çoğunlukla yüzde, gözlerde, ellerde görülen anjioödem adı verilen şişlikler, çok önemlidir. Çocukta nezle olmadığı halde devamlı burun akıntısının olması, burun tıkanıklığı, burunda kaşıntı ve hapşırık burun ile ilgili en önemli belirtilerdir. Öksürük de devamlı ya da çok sık görüldüğünde, özellikle tekrar eden hırıltı, hışıltı ya da nefes darlığı ile birlikte olduğunda, akla alerjik hastalıklar gelmelidir. Sindirim sistemi ile ilgili belirtilerin en önemlileri bulantı, kusma, şişkinlik, yutma güçlüğü, dışkıda kan veya mukus, ishal veya kabızlık gibi belirtilerdir. 0-3 yaş aralığında en sık rastlanan inek sütü proteini alerjisidir. Bunu yumurta, deniz ürünleri, buğday ve kuru yemiş alerjileri izler.
ANNE SÜTÜ ALERJİ YAPMAZ
Alerjide miktarın önemli olmadığını, çok düşük miktarlarda dahi alerjik tepkilerin görülebileceğini ifade eden Güler, şöyle devam etti: Örneğin inek sütü proteini alerjisi olan bir çocuğa yoğurt, peynir, tereyağı ya da içinde süt olan hiçbir besin verilmemelidir. Küçük çocuklarda alerji için geliştirilen özel mamalar kullanılmaktadır. Bu mamalar, alerji yapan süt proteinleri daha küçük moleküller halinde ya da amino asitlere kadar parçalanmış halde içerirler. Hiçbir zaman anne sütüne karşı alerji olmaz. Alerji annenin yediği besine karşı oluşur. Bu nedenle anne sütü kesilmemelidir. Anne sütü alan bebeklerde besinlere karşı alerji geliştiğinde annenin de o besini alerji geçene kadar kesmesi gerekir. O dönemde anne, beslenmesine dikkat etmeli, gerekirse kalsiyum takviyesi almalıdır. Böyle durumlarda deri testlerinin yapılması için yaş sınırı yoktur. Birkaç aylık bebeğe de deri testleri alerji uzmanları tarafından yapılabilir ve yorumlanabilir. Ayrıca şüphe edilen besinler ile yapılan kan testleri ile de tanıya yardımcı olunabilir.
ERKEN TEŞHİS TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRIR
Prof. Dr. Nermin Güler, tedavide ilk basamağın sorumlu besinin diyetten tamamen çıkartılması olduğunu söyledi. Güler, “Her yaşta her türlü alerji görülebilir ama son yıllarda bebekler, bize en sık besin alerjisi, atopik dermatit ya da solunum yolu alerjileri ile başvurmaktalar. Hastalar ne kadar erken başvururlarsa tanı ve tedavi o kadar kolay ve başarılı olur” dedi.