Çin, 1 milyonu aşkın Doğu Türkistanlıyı tuttuğu toplama kamplarını ‘meşrulaştırmak’ için büyük bir medya kampanyasına imza atıyor. Daha önce uluslarararası yayın kuruluşlarını ‘kontrollü’ geziyle ikna etmeye çalışan Pekin ilk hamlesinden isteği verimi alamayınca bu kez dar kapsamlı programlarla vahşet politikasını gizlemeye çalışıyor.
Aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı sakıncalı ülkeleri çiyaret etmek, sakal bırakmak, Kur’an okumak, Hac’ca gitmek, helal gıda aramak-yemek gibi sebeplerden milyonlarca Uygur’u toplama kamplarına tıkan Çin, dünyanın bu vahşete karşı artan tepkisini önlemek için büyük bir medya kampanyası düzenliyor. Daha önce aralarında uluslararası yayın kuruluşları ve haber ajanslarının olduğu bir medya ekibini bu kamplardan birinde ağırlayan Pekin’in bu hamlesi istediği sonucu alamamıştı. O geziye katılan gazeteciler Çin’in kendilerine gösterdiği ‘kontrollü’ kampın durumu dahil bütün şüpheleri de gözler önüne sermişti. İlk hamlesinden istediği verimi alamayan Pekin geçtğimiz hafta daha dar kapsamlı ikinci bir gezi düzenledi. 7. ‘İpek Yolu’nda Çin’ etkinliğine katılan Çinli ve yabancı gazeteciler, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin güney kesiminde yer alan Kaşgar Mesleki Eğitim Merkezi’ni ziyaret etti. Çin Medya Grubu tarafından organize edilen etkinliğe Türkiye, Mısır, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ve Sri Lanka olmak üzere “Kuşak ve Yol güzergâhı”nda yer alan 6 ülkeden muhabirler katıldı. Heyet içerisinde yer alan Türkiye’den iki muhabirin yazdıkları ise dikkat çekti. Muhabirler “Batı medyasına göre hareket edip pozisyon alıyoruz. Ne kadar hata yaptığımızı gördük” “Görüştüğümüz bütün öğrenciler (bunlardan) çok olumlu söz ediyor. (Eğitim merkezlerinde) koşulların olumlu olduğunu da gördük” değerlendirmesi yaptılar. Ancak kampları daha önce ziyaret eden BBC, WSJ, CNN International, Guardian gibi gazetelerin muhabirlerinin aktardıkları ise oldukça farklıydı. Uydu görüntüleriyle desteklenen haberlerde gözetleme kulleri ve dikenli tellerle çevrili olduğu tespit edilen kampların çevresindeki yoğun güvenlik önlemleri ilk göze çarpan unsur oluyordu. WSJ’nin ortaya çıkardığı bir diğer skandal da kamplarda zorla tutulan Müslümanların ya ücretsiz ya da çok düşük ücretlerle bu merkezlerin hemen yanına inşa edilen tekstil fabrikalarnda çalıştırılması oldu. Ayrıca uluslarası kurum ve kuruluşlar da bu kamplar hakkında çok sayıda rapor hazırlayarak durumun vehameti üzerine acil çağrılarda bulundu. Türkiye ve dünya medyasına ulaşan Uygur ve diğer Müslüman azınlıklar da hem Şincan’da hem de bu toplama kamplarında yaşanan vaheştin ayrıntılarını anlattı. BM de bu dehşete dikkat çeken kurumlar arasında yer aldı. Yayınladığı birden fazla raporla Pekin’e bu kamplar konusunda sert eleştiriler yönelten BM’ye bağlı insan hakları müfettişleri Çin’de yüz binlerce Müslüman Uygur un eğitim adı altında toplatıldığı kampları ziyaret etmek için Pekin’e talepte bulundu ancak bu talebine yanıt alamadı.
BM AYLARCA HABER ALINAMIYOR
Eylül 2018’de BM İnsan Hakları İzleme Örgütü, Çin’deki Uygur Türkleriyle ilgili çarpıcı bir rapor yayımladı. Rapora göre Çin, Şincan Özerk Uygur bölgesindeki Müslüman halka uzun zamandır sistematik bir baskı politikası uyguluyor. Bölgede keyfi gözaltılar yapılıyor, ifade ve din özgürlüğü kısıtlanıyor, insan hakkı ihlalleri yaşanıyor. Rapora göre yaklaşık 1 milyon Uygur Türkü Şincan’daki toplama kamplarında tutuluyor. Bu kamplarda tutulanlara sözde politik eğitim veriliyor. Resmi herhangi bir prosedüre tabi olmayan bu kamplarda kalanlardan aylar boyunca haber alınamadığı oluyor. Üstelik kampların dışındaki hayat da çok da farklı değil. Şincan bölgesinin hemen bütün şehirlerinde güvenlik kameraları, yüz tanıma sistemleri ve dedektörler bulunuyor.
HRW ÇİN’İN EKONOMİK GÜCÜ HERKESİ SUSTURUYOR
HRW’nin yıllık raporunda Doğu Türkistan’da yüz binlerce Müslümanı toplama kamplarına kapatan Çin hükümetine sert eleştirilere yer verildi. Örgütün Direktörü Kenneth Roth, Çin’in baskı politikalarını son 10 yılda en kötü seviyelere çıkardığını belirterek, “Uygurlara yapılanları Çin değil de başka bir ülke yapsaydı büyük bir öfke olurdu” dedi. Roth, “Sözde eğitim adını verdikleri bu kamplarda insanlar İslam dinini ve etnisitelerini inkar etmeye zorlanıyor” ifadelerini kullandı. Roth, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin Çin’in ekonomik gücü nedeniyle görmezden gelindiğini dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Komisyonu’nun raporuna göre güvenilir kuruluşlar, özerk Uygur bölgesinin dev bir gözetim kampına dönüştürüldüğünü söylüyor. Raporda, Çin yasalarındaki terör ve ayrımcılıkla ilgili düzenlemelerin yoruma açık olduğu belirtilerek Pekin’in bu kişileri, bir suçlama yöneltmeden ve yargılamadan kamplarda tutmaya son vermesi çağrısı yapılıyor.
ABD YAPTIRIM KARARI MASADA
Amerika Birleşik Devletleri’nin Çin yönetiminin Müslüman Uygur Türklerine yönelik işlediği insan hakları ihlalleri nedeniyle bu ülkeye yaptırım hazırlığında olduğu ortaya çıktı. The New York Times’ın Beyaz Saray’ın eski ve yeni çalışanlarına dayandırdığı haberine göre, Trump yönetimi bu doğrultuda Çinli yetkililer ve şirketler için yaptırım uygulamaya hazırlanıyor. Yaptırım tartışmalarının Beyaz Saray, Dışişleri ve Hazine Bakanlığı’nda devam ettiği kaydedildi.