Pentagon Başmüfettişliği, DEAŞ Karşıtı Koalisyonun yürüttüğü Doğal Kararlılık Operasyonu 1 Nisan-30 Haziran dönem raporunu Kongreye sundu.
116 sayfalık raporda ağırlıklı olarak, DEAŞ’ın fiziksel olarak yenilmesinin ardından özellikle Suriye’de isyancı güçler olarak halen “tehdidini” sürdürdüğü savunuldu. Bu kapsamda örgütle mücadele kadar DEAŞ sonrası döneme ilişkin hazırlıkların da hız kesmeden devam etmesi gerektiği vurgulandı.
Raporun, “Suriye’deki Ortak Güçlerin Kapasite İnşası” başlıklı bölümünde ise DEAŞ sonrası dönem için öngörülen faaliyetler arasında “SDG’nin büyütülmesi” maddesine de yer verildi.
110 BİNE YÜKSELTİLECEK
Raporda, “Suriye’de fiziksel olarak DEAŞ’ın yenilmesi ve odak noktasının örgütün yeniden canlanmasının engellenmesine kaymasıyla, Suriye’deki ortak güçlerin kompozisyonu da değişiyor. Birleşik Ortak Görev Gücü-Doğal Kararlılık Operasyonunun (CJTFOIR) planı, (Suriye’deki) tüm ortak güçlerin yüzde 10 artırılmasına yardım etmek ve tüm bileşenler arasında yeni güçler oluşturmaktır.” ifadeleri yer aldı.
Bir sonraki bölümde, halen 100 bin kişi olduğu belirtilen toplam “ortak güçlerin” sayısının 110 bine yükseltilmesi için çalışmaların yapıldığı kaydedildi.
Rapora göre, söz konusu 110 bin kişiye çıkarılması hedeflenen unsurların 30 binin çok büyük bölümünü “SDG” ismini kullanan terör örgütü SDG’den, 45 bini “Yerel İç Güvenlik Güçleri” (PRIFS) olarak tanımlanan unsurlardan, 35 bini de (Rakka, Münbiç ve Deyrizor’daki) “İç Güvenlik Güçleri” (InSF) adı verilen bileşenlerden meydana gelecek.
Raporda, “Yerel İç Güvenlik Güçleri” ve “İç Güvenlik Güçleri” adı verilen diğer iki unsurun, sahadaki güçlerden oluştuğu ve “SDG” ismini kullanan terör örgütü SDG ile koordinasyon halinde çalıştıkları kaydedildi ancak aralarındaki bağ veya ilişkiye dair bir tanımlama yapılmadı.
Raporda, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Suriye’den çekilme talimatı vermesiyle ülkedeki Amerikan güçlerinin sayısının göreceli olarak azaldığı ve bu durumun DEAŞ’ın yeniden canlanmasını engellemeye yönelik operasyonlara sekte vurduğu savunuldu. Bu yaklaşım, “ABD’nin Suriye’den kısmi geri çekilmesi, DEAŞ’ın isyancı hücrelerine karşı eğitim ve ekipmana ihtiyaç duydukları bir dönemde ortak güçlere sunulan desteğin azalmasına neden olmuştur.” cümlesiyle ifade edildi.
HOL KAMPI İZLENEMİYOR
Pentagon’un raporunda, 10 bin kadar DEAŞ’lı teröristin bulunduğu belirtilen Hol kampındaki hareketliliği ABD’nin yeterince izleyemediği, SDG’nin ise sadece kısmi güvenlik sağlayabildiği belirtildi.
Söz konusu kampla ilgili önerilen çözümün ise kampta kalan kişilerin başka bir yere nakledilmesi olduğu kaydedildi.
DEYRİZOR’DA GERİLİM ARTIYOR
Öte yandan rapora yansıyan bir başka bölümde, DEAŞ’tan temizlendikten sonra bazı bölgelerde SDG’nin elindeki yönetme yetkisinin halkta rahatsızlık yarattığı değerlendirmesi yer aldı.
Örneğin, terör örgütü SDG’nin Deyrizor’da kurduğu sözde konseyin, çoğunluğu Arap olan bölge halkında rahatsızlık oluşturduğu, sokaklara dökülen insanların protestolar düzenlediği kaydedildi.
Raporda ayrıca yerel halkın SDG’nin Beşşar Esed rejimine petrol satmasını da protesto ettiği bilgisine yer verildi.
WASHINGTON / AA