MİKDAT KARAALİOĞLU / KARAR
Avrupa hem yapısal hem de siyasal engellerden dolayı kıtayı temsil eden güçlü bir lider çıkarmaktan oldukça uzak. Ancak AB, ortak paydalarını siyasi bir güce dönüştürecek karizmatik bir lideri de kabullenmeye hazır. Ursula von der Leyen’in siyasi geçmişi Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu güçlü lider profilini karşılayacak türden.
MERKEL’DEN SONRA İLK
Von der Leyen, Merkel’in iktidara geldiği 2005 yılından beri sırasıyla aile, çalışma ve savunma bakanlıkları yaparak kabinede Merkel ile birlikte kalmayı başarabilmiş yegane politikacı. Bunda bakan olduğu ilk günlerden itibaren “Bu jenerasyonun başbakanı sensin“ mesajını Merkel’e vermesinin de rolü büyük. Özellikle, politikacı öğüten savunma bakanlığında bu kadar uzun süre (2013’den bugüne) kalabilmesi, siyasi kabiliyetleri ve gücü hakkında ciddi fikir veriyor.
GÜÇLÜ BİR PROFİL
AB Komisyonu, AB Parlementosu, AB Konseyi gibi farklı mercileri sık sık duyuyoruz ancak hangisinin ne anlama geldiğini pek bilmiyoruz. Bu durum Almanya kamuoyu için de farklı değil. Adı sık sık duyulan ama kamuoyunda otoritesi olmayan bu kurumlardan birini başına ilk kez iddialı bir siyasi isim geliyor. İddiası hem kendi biyografisinden, hem de Merkel ve Macron’un daha güçlü Avrupa fikrinde ittifak etmesinden geliyor.
AB’nin, ulusal coğrafi sınırları aşan sorunlarda ortak hareket etmesini engelleyen otorite boşluğu, Von der Leyen tarafından doldurulmaya müsait. Hele kendisini Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un desteklemesi hatta tavsiye etmesi bu opsiyonu çok güçlü hale getiriyor. Tabi Macron’un Avrupa’ya dair hiç bir önemli vizyonunu Merkel’e danışmadan açıklamadığı hesaba katılırsa (Daha güçlü Avrupa temalı ünlü Sorbon konuşmasını yapmadan önce konuşma metnini onaylatmak üzere Merkel’e göndermiş olması unutulmamalı) Von der Leyen’nin sadece bir “Fransa projesi“ olmadığı rahatlıkla söylenebilir.
YEDİ ÇOCUK ANNESİ BİR SİYASETÇİ
Yedi çocuk annesi olması, AB Komisyonu’nun başına ilk kez bir kadının gelmesi, üç dile (Almanca, Fransızca ve İngilizce) ana dil düzeyinde hakim olması ve zerafeti kendisine olumlu bir imaj kazandırıyor. Ancak bu imaj biraz eksik. Verdiği zarif ve asil imajın yanına dirayet ve kudreti de eklemek gerekiyor. Von der Leyen savunma bakanı olduğu süreçte Almanya’nın savunma bütçesin yüzde 30 oranında artırarak dünyanın altıncı askeri gücü haline getirdi. (2018- 49,5 milyar dolar) Sorun çıkaran generalleri görevden alması, Almanya’nın siyasi temayüllerine karşı yurt dışı askeri operasyonlara daha fazla onay vermesi, özellike Fransa ile yoğun şekilde ortak savunma projeleri geliştirmesi Von der Leyen’in elde ettiği siyasi başarılar arasında bulunuyor.
Her ne kadar AB komisyon başkanlığı seçimlerin ucu ucuna kazandıysa da arkasında başta Almanya, Fransa olmak üzere bütün ülkelerin hükümet başkanlarının desteği var. Macron tarafından tavsiye edilmesi de, Avrupa’da endişe duyulan ve Almanya’nın da bu görüntüyü vermekte kaçındığı “Alman dominansı“ iddiasını işlevsiz hale getiriyor.
TÜRKİYE İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR
Pek von der Leyen’in başkanlığı Türkiye için ne anlama geliyor. Söylem bazında bir “Türk düşmanı“ siyasetçiden bahsedemeyiz. Ancak Türkiye’nin AB ile olan çatışmalarında yetki karmaşası ile ağır yaptırımlar uygulamayan AB kurumları Von der Leyen başkanlığında bütüncül tavırlar sergileyebilir. Türkiye, AB ile olan restleşmelerinde AB’nin yüzünü kurtarmak sorumluluğu olan bir komisyon başkanı ile karşı karşıya kalacak. Ancak yeni başkan Türkiye AB ilişkilerinde yeni bir başlangıç için fırsat da olabilir.