Afrika’nın en büyük yarı göçebe kabilesi Fulanilerin bir kısmı yerleşik hayata geçerken, önemli bir kısmı da şehir hayatından uzak, tarım ve hayvancılıkla uğraşarak göçebe yaşam tarzlarını günümüze kadar korudu. Fulaniler, Batı ve Orta Afrika’nın birçok ülkesine yayılan yaklaşık 40 milyon nüfusuyla Afrika’nın en büyük yarı göçebe kabilesi. Dünyanın en büyük yarı göçebe halklarından Fulanilerin çoğu hayvancılıkla uğraşıyor.
Nijeryalı Fulani Yusuf Shehu, Nijerya’nın Kaduna eyaletinden hayvanlarını otlatmak için yıllar önce yola çıktıklarını söyledi. 18 yılda 300 kilometre yol katederek Nijerya Abuja’ya kadar geldiklerini dile getiren 23 yaşındaki Shehu “Çok sayıda büyükbaş hayvanımız var ve hayvanları otlatmak için yeni otlaklar bulmak zorundayız. Bu nedenle devamlı göç ediyoruz” dedi. Shehu, Fulanilerin lüks hayata ihtiyacı olmadığını belirterek, “Bize sadece yatacak bir yer ve yiyecek şeyler lazım. Ne elektriğe ihtiyacımız var ne de lüks bir şeye. Bu hayatımızdan da memnunuz” diye konuştu.
Toprak ve sazlıklarla inşa ettikleri tek odalı evlerde yaşayan göçebe Fulani erkekler kahvaltıdan sonra hayvanlarını otlatıp tarlalarını sürürken, kadınlar inek sütü ve buğdaydan ürettikleri Fulanilerin geleneksel ‘Fura da Nono’ isimli yiyeceğini satarak para kazanıyor. Shehu, elektrik kullanmadıklarına dikkati çekerek “Akşamları eve döndüğümüzde Kur’an-ı Kerim okuruz, sonra sohbet ederiz. Çocuklar bir araya toplanır, büyüklerin anlattığı hikayeleri dinlerler” dedi. Çobanlar ile çiftçiler arasında yaşanan şiddet olaylarının herkesi rahatsız ettiğini belirten Shehu “Son zamanlarda farklı gruplar tarafından yapılan saldırıların çoğunun suçu Fulanilere atılıyor ve Fulaniler terörist ya da kötü insan gibi gösteriliyor” dedi. Shehu, şiddetin son bulmasını ve tüm Nijeryalıların bir araya gelmesini istediğini aktardı.
Fulanilerin tek odalı evlerinin içinde yatak ve küçük ev eşyaları bulunuyor. Fulani kadınlar yemeklerini evlerinin önünde pişiriyor. Fulani Havva Alhaji ise lüks bir hayatı olmasa da durumundan memnun olduğunu dile getirerek “Sabah kalktığımızda çocuklarla ilgileniriz ve sonra evimizi temizleriz. Ailecek kahvaltı yaptıktan sonra eşlerimiz hayvanları otlatır ya da ektiğimiz sebzeler ile uğraşır. Akşamları, elektrik olmadığı için kandil kullanıyoruz” dedi.