Lafı 29 Ekim’e Cumhuriyet Bayramı’na getirmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim’de ilan edildi, beş yıl sonra ömrümüz olursa yüzüncü yılına erişmiş olacağız. Yüz yıldır, millet olarak Cumhuriyeti arıyoruz. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ama halk kitlelerinin cumhuriyeti anlamaları benimsemeleri ve kendilerini bir parçası olarak kabul etmesi bir günde gerçekleşmedi. Cumhuriyet ilan edildi ve sonrasında kurumları hayata geçti. Bunlardan bir kısmı geçmişten ödünç alındı, bir kısmı ithal edildi bir kısmı ise imal edildi. Cumhuriyetin Ankara’dan İstanbul’a gelişi kadar şehirlerden köylere ulaşması da zaman aldı. Yeni sınıflar ortaya çıktı ve sonrasında taşıyıcı ayaklarıyla kendine bir istikamet belirledi. Dünyanın yaşadığı sıkıntıları yaşadı, geçmişin hesaplarını kapatmaya gayret etti, kıt insan kaynağıyla yeni bir ülke edilmeye çalışıldı. Halka rağmen halkçılık yapıldığı günler de oldu ve sonunda demokrasiyle serbest seçimlerle yeni bir safhaya geçti.
28 Ekim’de beynimizde olanlar 29 Ekim’in gündemi olmuştu. Öyle herkesin bir anda kabul ettiği de sanılmasın. O zaman için de zorlu bir süreçti ve bu karar verildi. Mustafa Kemal’in 28 Ekim günü “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği rivayet edilir. 95 yıl sonra 28 Ekim’de güne, Sultan Vahdettin Köşkü’nde Suriye’ye huzur bulmak için dünya liderleriyle bir araya gelen Erdoğan’ın resmiyle uyandık. Kartepe’de ise “Göç ve Mültecilik” temalı bir zirve düzenleniyordu.
Doğduğu günkü gibi değil cumhuriyet, dile kolay 95 yaşında. Bugün kenara itilen kitleler merkeze doğru hareket ediyor ve Meclis Türkiye’nin neredeyse tamamını adil bir şekilde temsil ediyor. Bugünlere kolay gelinmedi. Türkiye, bu senenin 29 Ekim’inde dünyanın en büyük havalimanlarından birini açacak. Hayal bile edilmesi güç bir başarıya imza atacak. Biten altyapı yatırımlarının sayısı her geçen gün artıyor. Daha da güzel günlere erişmeyi temenni ediyoruz.
“Gelecek ona hazır olanlarındır” derler. Doğrudur. İstikametimizi 28 Ekim tarihine kadar yaptığımız hazırlıklar belirleyecek. 29 Ekim’in gerçek bir bayram olup olmadığına o gün karar vereceğiz. Bayramın gerçek anlamı herkesi bir araya getirmesidir. Küslerin barışması ve gönüllere huzur vermesidir. 28 Ekim bu anlamda bir bayramın arifesi.
Kendi huzurunu dünyanın huzuruyla eş tutan, yurtta olduğu gibi cihanda da barışı sadece sözle değil eylemleriyle isteyen olgun bir cumhuriyetimiz var. Eksikliklerini tamamlıyor. Gücünü topladığı gibi merhametini de hissettiriyor. Sadece bugünü değil yarınları da düşünüyor. Yaşadıklarından ders çıkarıyor ve en önemlisi şunu çok iyi biliyor. 29 Ekim’de bayram yapmak için 28 Ekim’e kadar tüm gücümüzle çalışmak gerekiyor.
Halil İbrahim İZGİ 29 Eki 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik‘te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.
Yeni Birlik Gazetesi’ni Gazete Bayilerinden Temin Edebilirsiniz.