1. Haberler
  2. ÜNLÜ YAZARLAR
  3. ​YÜRÜMEDEN YÜRÜMEYE FARK VAR

​YÜRÜMEDEN YÜRÜMEYE FARK VAR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yıl 1991. 

Turgut Özal Cumhurbaşkanı.

Yıldırım Akbulut da atanmış Başbakan.

Alarko Grubu Eş Başkanı ısrarla Zonguldak Kömür Madenlerinin ekonomik olmadığını ve kapatılmasını gerektiğini anlatıp yazıyordu ne hikmetse. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut’tu. 

Erken yaşta trafik kazasında vefat eden ve “Jaguarlı Şemsi” diye ünlenen Şemsi Denizer de Genel Maden İş Sendikasının cevval ve medyatik genel başkanıydı. 

Bir tarafta kapatılma tehditleri, bir tarafta çalışanların sosyal hakları sebebiyle Şemsi Denizer karakışın ortasında şubat ayında bir yürüyüş başlattı. 

Kar-tipi ortamında “Çankaya’nın şişmanı/ İşçi düşmanı” sloganlarıyla Bolu’ya geldiler. 

Polis yürüyüşü durdurdu.

Ve müzakereler başladı.

O arada biz de Mustafa Sağlamer ve Muzaffer Yazıcı ile organize ettik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut, iş adamı İshak Alaton ve Sendika Başkanı Şemsi Denizer’i Bab-ı Ali Toplantılarında buluşturduk. 

Taraflar eteklerindeki taşları döktüler. Konuştular. Tartıştılar.

Ve konu o ay içinde çözüme kavuştu.

Diyeceğim şu:

1- Yola çık. Yürü. Fakat bir amacın olsun ve sonuç alma becerin. Yoksa yürümenin sonu yok ve yollar yürümekle aşınmaz!

2- Hepimizin düşünmesi lazım. Bir zamanlar nasıl bir ülkeymişiz ki, Refahyol’u antidemokratik yollarla yok etmek için ülkeyi oksijensiz bırakma pahasına yargıyı Fetö’ye bağışlamışız. 

Niyetler düzgün olursa ve konuşup tartışıp anlaşmayı başarabilirsek, çözemeyeceğimiz hiçbir problem yok. 

Hal böyleyken, Ramazan’da LGBT olayları çıkıyorsa, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün ikinci bir Gezi olayına zemin hazırlama eylemi olduğu iddia ediliyorsa, kimse çıkıp da “sonuç” almak için her problemi gündeme getirmenin bir zamanı, zemini ve şekli olduğunu taraflara anlatamıyorsa…

İşte o zaman insan kuşku duymaya başlıyor. 

Hepimizin iddiası vatan- millet sevgisi…

Ama yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla zarar verdiğimizi umursamıyoruz.

Bugün geriye dönüp bakınca kim “Ben kusursuzum” diyebilir?

Diyemez.

Diyemez fakat kimse de faturasını ödediğimiz kusurları sahiplenmiyor.

Hem çok yazık.

Hem çok acı.

Osman ATAMAN 27 Haz 2017

Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik‘te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.

Yeni Birlik Gazetesi’ni Gazete Bayilerinden Temin Edebilirsiniz.

0
kat_l_yorum_1
Katılıyorum +1
0
hatal_d_n_yorsun
Hatalı Düşünüyorsun
0
bilgi_in_te_ekk_r
Bilgi İçin Teşekkür
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
kat_lm_yorum_-1
Katılmıyorum -1
​YÜRÜMEDEN YÜRÜMEYE FARK VAR
Yorum Yap

Türkiye Aktüel Haber Bültenine Ücretsiz Abone Olabilirsin

Yeni eklenen makalelerimizden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini şimdi başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!